Festival Erzurum'da Emrah'la Kapandı
Türkiye Kültür Yolu Festivali’nin son gecesi, Erzurum’un manevi mirasına yakışır bir durakla noktalandı. Sümmani Baba Kültür Evi’nde, halk şiirinin ve tasavvufun büyük ustası Erzurumlu Emrah anıldı.
Programı, Erzurum’un emektar sazende sanatçılarından Celil Kalkan hazırladı. Kalkan’ın özenli sunumu, Emrah’ın şiirsel derinliğini ve tasavvufi duruluğunu sahneye taşıdı. Ancak böylesi büyük bir ozanın festivalin son gecesine bırakılması, bazı izleyicilerde buruk bir duyguya neden oldu.
Erzurumlu Emrah (1775–1854), Tanbura köyünde doğmuş; medrese eğitimiyle klasik şiire yönelmiş, ardından halk edebiyatına ve tasavvufa gönül vermiştir. Şiirlerinde aşkı, ayrılığı ve ilahi hikmeti işlerken; hem aruz hem hece vezniyle yazdığı eserleriyle Anadolu’nun gönül coğrafyasında iz bırakmıştır. Dertli, Karacaoğlan ve Gevheri gibi ustaları izlemiş; Niksar’da vefat etmiştir.
Onun dizelerinde geçen “Biz tarik-i aşkın âşıklarıyız / Baş ü can vermişiz canan bizimdir” mısraları, gecenin ruhunu adeta özetledi.
Gecede sahne alan Haluk Dadaş, vatan temalı şiirleriyle programa ayrı bir ruh kattı. Dadaş’ın güçlü yorumları, hem milli duyguları hem de kültürel aidiyeti pekiştirdi.
Ve unutulmamalı ki: Her ozan, kolay kolay Emrah’ın eserlerini okuyamaz. Onun dili, sadece kelimelerden değil; gönülden, hikmetten ve halkın ortak hafızasından süzülür. Emrah’ı anmak, onu anlamakla başlar; onu sahnede yaşatmak ise yürek ister.
Bu özel gece, festivalin son halkası olsa da, Erzurum’un kültürel damarlarında yankılanan bir iç ses gibiydi. Emrah’ın anılması, sadece bir etkinlik değil; bir vefa, bir hatırlayış ve bir kültürel duruştu.