Bakan Fidan: "SDG ile başlatılan 10 Mart Mutabakatı sürecinin hayata geçirilmesinin ülkenin istikrarına büyük katkı sağlayacağına inanıyoruz"

SiYASET (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 09.12.2025 - 21:30, Güncelleme: 09.12.2025 - 21:10
 

Bakan Fidan: "SDG ile başlatılan 10 Mart Mutabakatı sürecinin hayata geçirilmesinin ülkenin istikrarına büyük katkı sağlayacağına inanıyoruz"

Bakan Fidan: "SDG ile başlatılan 10 Mart Mutabakatı sürecinin hayata geçirilmesinin ülkenin istikrarına büyük katkı sağlayacağına inanıyoruz"
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, "Arapların, Türkmenlerin, Kürtlerin, Sünni, Dürzi, Hristiyan, Şii bütün kesimlerin eşit ve huzur içinde yaşadığı Suriye’yi görmek istiyoruz. Bu açıdan SDG ile başlatılan 10 Mart Mutabakatı sürecinin bir an evvel hayata geçirilmesinin ülkenin istikrarına büyük katkı sağlayacağına inanıyoruz" dedi.Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, milletvekillerine Bakanlığın 2026 yılı bütçesi sunumunu gerçekleştirdi. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, küresel güç dengelerinin yeniden şekillendiği bir dönemde Türkiye’nin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde çok boyutlu, ön alıcı, sağduyulu ve gerçekçi bir dış politika yürüttüğünü söyledi. Fidan, Türkiye’nin yalnızca bölgesinde değil, dünyanın çeşitli coğrafyalarında barış ve istikrarı önceleyen diplomatik girişimlere öncülük ettiğini vurguladı.Gazze’deki saldırıların sadece bölgeyi değil küresel düzeni de etkilediğini belirten Bakan Fidan, İsrail yönetiminin saldırganlığını Lübnan, Suriye, Yemen, İran ve Katar’a yayarak bölgeyi istikrarsızlaştırdığını vurguladı. Bakan Fidan, "Gazze’de işlenen soykırımda şehit edilen Filistinli kardeşlerimizin sayısı 70 bini aşmıştır. Sahadaki bu vahşet, uluslararası toplumda bir uyanışa da vesile olmuştur. Ülkemizin de aktif çabaları neticesinde, 7 Ekim sonrasında İsrail’e koşulsuz destek veren ülkelerin dahi, bu hukuksuzluğun yanında duramadığı bir noktaya gelinmiştir. 11 ülkenin daha Filistin Devleti’ni tanımasıyla, iki devletli çözüm iradesi küresel bir mutabakata dönüşmüştür. Bugün gelinen noktada, BM Güvenlik Konseyi’nin beş daimi üyesinden dördünün Filistin’i tanıdığı tarihi bir eşikteyiz" dedi.Bakan Fidan, Türkiye’nin ateşkesin sağlanması ve insani yardımın kesintisiz ulaştırılması için yoğun çaba harcadığını, New York’ta başlayan liderler diplomasisinin 10 Ekim’de yürürlüğe giren mutabakat ve Şarm el-Şeyh Zirvesi ile somut sonuçlar doğurduğunu ifade etti. "Küresel Sumud Filosu"na katılan Türk vatandaşlarının güvenliği için 17 ülkeyle ortak bir duruş sergilendiğini söyleyen Fidan, Türkiye’nin hem insani yardım hem tahliye süreçlerinde tüm imkanlarını seferber ettiğini belirtti. Türkiye’nin nihai hedefinin, 1967 sınırlarında ve başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız Filistin Devleti’nin tesis edilmesi olduğunu vurguladı."Savaşın tüm Karadeniz sathına yayılmasının önlenmesi için tüm taraflarla temaslar yürütülmektedir"Rusya-Ukrayna savaşının dördüncü yılını tamamlamak üzere olduğunu hatırlatan Bakan Fidan, Türkiye’nin en başından beri ihtilafın diyalog ve diplomasi yoluyla çözülmesi gerektiğini savunduğunu söyledi. 2025 yılında İstanbul’da üç tur doğrudan görüşmeye ev sahipliği yaptıklarını belirten Fidan, "Son dönemde diplomatik çözüm arayışlarında sağlanan ivmeyle tüm taraflarla yakın temas ve eşgüdüm sürdürülmektedir. Diğer yandan, Karadeniz’de Münhasır Ekonomik Bölgemizde son dönemde meydana gelen hadiseler; bölgede seyir, can, mal ve çevre emniyeti bakımından riskler doğurmuştur. En başından itibaren yaptığımız uyarıların ne kadar yerinde olduğunu ispatlamıştır. Savaşın tüm Karadeniz sathına yayılmasının önlenmesi için tüm taraflarla temaslar yürütülmektedir. Bölgede dengenin ve istikrarın teminatı olan Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ni titizlikle uygulamaya devam edeceğiz" dedi."SDG ile başlatılan 10 Mart Mutabakatı sürecinin hayata geçirilmesinin ülkenin istikrarına büyük katkı sağlayacağına inanıyoruz"Fidan, Suriye’nin 8 Aralık itibarıyla geri dönülemez bir döneme girdiğini belirterek, Türkiye’nin bölge ülkeleriyle yakın eşgüdüm içinde çalıştığını aktardı. Suriye’nin 13 yıl sonra İslam İşbirliği Teşkilatı üyeliğine dönmesinin Türkiye’nin diplomatik girişimleriyle gerçekleştiğini söyleyen Fidan, "Suriye’nin uluslararası topluma yeniden entegrasyonu yolunda kısa zamanda büyük mesafe katedilmiştir. Farklı dini ve etnik grupların huzur içinde bir arada yaşadığı bir Suriye hedefini desteklemekteyiz. Arapların, Türkmenlerin, Kürtlerin, Sünni, Dürzi, Hristiyan, Şii bütün kesimlerin eşit ve huzur içinde yaşadığı Suriye’yi görmek istiyoruz. Bu açıdan SDG ile başlatılan 10 Mart Mutabakatı sürecinin bir an evvel hayata geçirilmesinin ülkenin istikrarına büyük katkı sağlayacağına inanıyoruz. Rejimin devrilmesinden bu yana, geçici koruma altındaki yaklaşık 560 bin Suriyeli kardeşimiz gönüllü, güvenli ve onurlu bir şekilde ülkelerine geri dönmüştür. Halihazırda ülkemizde bulunan Suriyelilerin geri dönüşlerinin sürdürülebilir kılınması amacıyla, uluslararası toplumun desteğiyle yürütülen yeniden imar ve kalkınma projelerine hız verilmektedir. Bunun bir kısmı da faaliyete geçti" dedi.Suriye’deki vizyoner yaklaşımın Irak’la ilişkilere de yansıdığını belirten Fidan, 4. Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey toplantısıyla yeni bir dönemin başladığını söyledi. Fidan, iki ülke arasında 38 anlaşmanın imzalandığını, su konusunda somut ilerlemeler kaydedildiğini ve Su Çerçeve Anlaşması’nın finansman mekanizmasının tesis edildiğini aktardı. Irak’ın "Terörsüz Türkiye" vizyonuna verdiği destekten memnuniyet duyduğunu ifade eden Bakan Fidan, Türkmenlerin haklarının yakın takipçisi olmaya devam edeceklerini vurguladı."Kıbrıs milli davamızdır, hakça paylaşım ilkesinden geri adım yok"Fidan, Türkiye’nin güney sınırlarında yürüttüğü stratejinin ayrılmaz bir parçasının Kıbrıs meselesi olduğunu belirterek, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin uluslararası toplumda hak ettiği konuma ulaşmasının öncelikli hedef olduğunu söyledi. Kıbrıslı Türklere yönelik "gayriinsani ambargoların kaldırılması" için girişimlerin kararlılıkla sürdürüldüğünü ifade eden Fidan, Yunanistan’la olumlu gündemin geliştirilmesine yönelik irademizi muhafaza etmekteyiz. Batı Trakya Türk Azınlığı’nın haklarının korunması yönündeki girişimlerimizi, gerektiğinde mütekabil adımlar atmak suretiyle sürdürüyoruz. Doğu Akdeniz’de hakça paylaşım ilkesini savunmaya devam ediyor, hak ve çıkarlarımızı korumaya yönelik adımlarımızı kararlılıkla atıyoruz. Tüm Ege ihtilaflarının bir bütün olarak ele alınmasını ve bunlara uluslararası hukuk ve iyi komşuluk ilişkileri çerçevesinde anlamlı ve yapıcı bir diyalogla çözüm bulunmasını savunuyoruz. Ege Denizi ve Doğu Akdeniz’i bir istikrar ve refah bölgesi olarak görmek istiyoruz" ifadelerini kullandı.Libya’nın Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki kilit ortaklarından biri olduğunu dile getiren Fidan, 2025 boyunca ilkeli ve kapsayıcı yaklaşımın sürdürüldüğünü, "Tek Libya" politikası doğrultusunda istikrarın desteklenmeye devam edileceğini söyledi. Mısır’la 2025 yılı boyunca artan üst düzey temasların memnuniyet verici olduğunu belirten Fidan, Türkiye-Mısır II. Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi toplantısının 2026’da yapılmasının planlandığını aktardı. Bakan Fidan, İran’la yürütülen diyalogun hem ikili ilişkiler hem bölgesel güvenlik için özel önem taşıdığını belirtti. Ticaret, enerji ve ulaştırma dahil birçok alanda işbirliğinin güçlendirildiğini söyleyen Fidan, Tahran’da yapılması öngörülen 9’uncu Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi toplantısına yönelik hazırlıkların sürdüğünü ifade etti.Haziran ayında yaşanan 12 günlük İran-İsrail savaşının ciddi riskler doğurduğunu hatırlatan Bakan Fidan, Türkiye’nin saldırganlığı kınadığını ve tüm sorunların diplomasiyle çözülmesi gerektiğini vurguladığını söyledi. Azerbaycan’la ilişkilerin "istisnai düzeyde" sürdüğünü belirten Fidan, Ermenistan’la normalleşme sürecinin Bakü ile yakın eşgüdüm içinde ilerlediğini söyledi. Fidan, Güney Kafkasya’da kalıcı barış için "tarihi bir fırsat doğduğunu", Türkiye’nin bu süreçte yapıcı rolünü sürdüreceğini ifade etti."Bölgesel meselelerde, ABD ile diyalog ve eşgüdüm mekanizmalarımızı ortak çıkarlar temelinde yürütmekteyiz"Stratejik ortak ABD ile karşılıklı saygı temelinde ilerleyen temasların 2025 yılında yoğunlaştığını kaydeden Bakan Fidan, "Sayın Cumhurbaşkanımızın 25 Eylül’de Washington’da Başkan Trump ile gerçekleştirdikleri görüşme, önemli bir kilometre taşı olmuştur. Bu üst düzey diyaloğun devamı olarak, Kasım ayında ABD’ye gerçekleştirdiğimiz ziyarette; başta Suriye dosyası olmak üzere, ulusal güvenliğimizi ilgilendiren kritik meseleler kapsamlı şekilde ele alınmıştır. Savunma sanayii alanındaki kısıtlamaların tamamen kaldırılmasına yönelik girişimlerimizi de kesintisiz sürdürmekteyiz. Bölgesel meselelerde, ABD ile diyalog ve eşgüdüm mekanizmalarımızı ortak çıkarlar temelinde yürütmekteyiz" şeklinde konuştu.Fidan, Türkiye’nin NATO içinde güvenilir ve yüksek kabiliyet sahibi bir müttefik olarak ön plana çıktığını söyledi. Bakan Fidan, savunma sanayii kısıtlamalarının kaldırılması yönündeki yaklaşımın, 2023 Vilnius, 2024 Washington ve 2025 Lahey Zirvelerinde kabul edilen bildirilerle teyit edildiğini hatırlattı. Bakan Fidan, Türkiye’nin ev sahipliğinde 2026’da düzenlenecek NATO Ankara Zirvesi’nin, İttifak’ın hazırlık ve dayanıklılığını güçlendirecek sonuçlar üretmesinin hedeflendiğini belirtti.AB üyeliği perspektifinin yeniden canlandırılmasının hedeflendiğini belirten Fidan, Gümrük Birliği’nin güncellenmesi ve Vize Serbestisi sürecinin hızlandırılmasının temel öncelikler arasında olduğunu söyledi. Fidan, Çin’le ilişkilerin karşılıklı saygı temelinde ilerlediğini belirterek, Kuşak ve Yol Girişimi’nin Orta Koridor’la uyumlaştırılmasına önem atfettiklerini söyledi. Uygur Türkleri’nin barış içinde yaşamasına yönelik beklentilerin muhataplara iletilmeye devam ettiğini ifade etti.Bakanlığın 2024 Kesin Hesap verilerini de paylaşan Bakan Fidan, "2024 yılı Kesin Hesabına göre, Bakanlığımıza yıl sonu itibarıyla toplam 29,5 milyar TL ödenek tahsis edilmiştir. Harcamamız 26,6 milyar TL olarak gerçekleşmiştir. 2026 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifiyle Bakanlığımıza 46,8 milyar TL ödenek tahsis edilmesi öngörülmektedir. Buna ilaveten, 9,3 milyar TL’si Ulusal Ajans ve AB programlarına ulusal katkı payı olmak üzere, AB Başkanlığı için 10,2 milyar TL, Türk Akreditasyon Kurumu için 478 milyon TL tutarında bütçe teklifi de onayınıza sunulmuştur" dedi.
Bakan Fidan: "SDG ile başlatılan 10 Mart Mutabakatı sürecinin hayata geçirilmesinin ülkenin istikrarına büyük katkı sağlayacağına inanıyoruz"
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, "Arapların, Türkmenlerin, Kürtlerin, Sünni, Dürzi, Hristiyan, Şii bütün kesimlerin eşit ve huzur içinde yaşadığı Suriye’yi görmek istiyoruz. Bu açıdan SDG ile başlatılan 10 Mart Mutabakatı sürecinin bir an evvel hayata geçirilmesinin ülkenin istikrarına büyük katkı sağlayacağına inanıyoruz" dedi.
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, milletvekillerine Bakanlığın 2026 yılı bütçesi sunumunu gerçekleştirdi. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, küresel güç dengelerinin yeniden şekillendiği bir dönemde Türkiye’nin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde çok boyutlu, ön alıcı, sağduyulu ve gerçekçi bir dış politika yürüttüğünü söyledi. Fidan, Türkiye’nin yalnızca bölgesinde değil, dünyanın çeşitli coğrafyalarında barış ve istikrarı önceleyen diplomatik girişimlere öncülük ettiğini vurguladı.
Gazze’deki saldırıların sadece bölgeyi değil küresel düzeni de etkilediğini belirten Bakan Fidan, İsrail yönetiminin saldırganlığını Lübnan, Suriye, Yemen, İran ve Katar’a yayarak bölgeyi istikrarsızlaştırdığını vurguladı. Bakan Fidan, "Gazze’de işlenen soykırımda şehit edilen Filistinli kardeşlerimizin sayısı 70 bini aşmıştır. Sahadaki bu vahşet, uluslararası toplumda bir uyanışa da vesile olmuştur. Ülkemizin de aktif çabaları neticesinde, 7 Ekim sonrasında İsrail’e koşulsuz destek veren ülkelerin dahi, bu hukuksuzluğun yanında duramadığı bir noktaya gelinmiştir. 11 ülkenin daha Filistin Devleti’ni tanımasıyla, iki devletli çözüm iradesi küresel bir mutabakata dönüşmüştür. Bugün gelinen noktada, BM Güvenlik Konseyi’nin beş daimi üyesinden dördünün Filistin’i tanıdığı tarihi bir eşikteyiz" dedi.
Bakan Fidan, Türkiye’nin ateşkesin sağlanması ve insani yardımın kesintisiz ulaştırılması için yoğun çaba harcadığını, New York’ta başlayan liderler diplomasisinin 10 Ekim’de yürürlüğe giren mutabakat ve Şarm el-Şeyh Zirvesi ile somut sonuçlar doğurduğunu ifade etti. "Küresel Sumud Filosu"na katılan Türk vatandaşlarının güvenliği için 17 ülkeyle ortak bir duruş sergilendiğini söyleyen Fidan, Türkiye’nin hem insani yardım hem tahliye süreçlerinde tüm imkanlarını seferber ettiğini belirtti. Türkiye’nin nihai hedefinin, 1967 sınırlarında ve başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız Filistin Devleti’nin tesis edilmesi olduğunu vurguladı.

"Savaşın tüm Karadeniz sathına yayılmasının önlenmesi için tüm taraflarla temaslar yürütülmektedir"
Rusya-Ukrayna savaşının dördüncü yılını tamamlamak üzere olduğunu hatırlatan Bakan Fidan, Türkiye’nin en başından beri ihtilafın diyalog ve diplomasi yoluyla çözülmesi gerektiğini savunduğunu söyledi. 2025 yılında İstanbul’da üç tur doğrudan görüşmeye ev sahipliği yaptıklarını belirten Fidan, "Son dönemde diplomatik çözüm arayışlarında sağlanan ivmeyle tüm taraflarla yakın temas ve eşgüdüm sürdürülmektedir. Diğer yandan, Karadeniz’de Münhasır Ekonomik Bölgemizde son dönemde meydana gelen hadiseler; bölgede seyir, can, mal ve çevre emniyeti bakımından riskler doğurmuştur. En başından itibaren yaptığımız uyarıların ne kadar yerinde olduğunu ispatlamıştır. Savaşın tüm Karadeniz sathına yayılmasının önlenmesi için tüm taraflarla temaslar yürütülmektedir. Bölgede dengenin ve istikrarın teminatı olan Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ni titizlikle uygulamaya devam edeceğiz" dedi.

"SDG ile başlatılan 10 Mart Mutabakatı sürecinin hayata geçirilmesinin ülkenin istikrarına büyük katkı sağlayacağına inanıyoruz"
Fidan, Suriye’nin 8 Aralık itibarıyla geri dönülemez bir döneme girdiğini belirterek, Türkiye’nin bölge ülkeleriyle yakın eşgüdüm içinde çalıştığını aktardı. Suriye’nin 13 yıl sonra İslam İşbirliği Teşkilatı üyeliğine dönmesinin Türkiye’nin diplomatik girişimleriyle gerçekleştiğini söyleyen Fidan, "Suriye’nin uluslararası topluma yeniden entegrasyonu yolunda kısa zamanda büyük mesafe katedilmiştir. Farklı dini ve etnik grupların huzur içinde bir arada yaşadığı bir Suriye hedefini desteklemekteyiz. Arapların, Türkmenlerin, Kürtlerin, Sünni, Dürzi, Hristiyan, Şii bütün kesimlerin eşit ve huzur içinde yaşadığı Suriye’yi görmek istiyoruz. Bu açıdan SDG ile başlatılan 10 Mart Mutabakatı sürecinin bir an evvel hayata geçirilmesinin ülkenin istikrarına büyük katkı sağlayacağına inanıyoruz. Rejimin devrilmesinden bu yana, geçici koruma altındaki yaklaşık 560 bin Suriyeli kardeşimiz gönüllü, güvenli ve onurlu bir şekilde ülkelerine geri dönmüştür. Halihazırda ülkemizde bulunan Suriyelilerin geri dönüşlerinin sürdürülebilir kılınması amacıyla, uluslararası toplumun desteğiyle yürütülen yeniden imar ve kalkınma projelerine hız verilmektedir. Bunun bir kısmı da faaliyete geçti" dedi.
Suriye’deki vizyoner yaklaşımın Irak’la ilişkilere de yansıdığını belirten Fidan, 4. Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey toplantısıyla yeni bir dönemin başladığını söyledi. Fidan, iki ülke arasında 38 anlaşmanın imzalandığını, su konusunda somut ilerlemeler kaydedildiğini ve Su Çerçeve Anlaşması’nın finansman mekanizmasının tesis edildiğini aktardı. Irak’ın "Terörsüz Türkiye" vizyonuna verdiği destekten memnuniyet duyduğunu ifade eden Bakan Fidan, Türkmenlerin haklarının yakın takipçisi olmaya devam edeceklerini vurguladı.

"Kıbrıs milli davamızdır, hakça paylaşım ilkesinden geri adım yok"
Fidan, Türkiye’nin güney sınırlarında yürüttüğü stratejinin ayrılmaz bir parçasının Kıbrıs meselesi olduğunu belirterek, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin uluslararası toplumda hak ettiği konuma ulaşmasının öncelikli hedef olduğunu söyledi. Kıbrıslı Türklere yönelik "gayriinsani ambargoların kaldırılması" için girişimlerin kararlılıkla sürdürüldüğünü ifade eden Fidan, Yunanistan’la olumlu gündemin geliştirilmesine yönelik irademizi muhafaza etmekteyiz. Batı Trakya Türk Azınlığı’nın haklarının korunması yönündeki girişimlerimizi, gerektiğinde mütekabil adımlar atmak suretiyle sürdürüyoruz. Doğu Akdeniz’de hakça paylaşım ilkesini savunmaya devam ediyor, hak ve çıkarlarımızı korumaya yönelik adımlarımızı kararlılıkla atıyoruz. Tüm Ege ihtilaflarının bir bütün olarak ele alınmasını ve bunlara uluslararası hukuk ve iyi komşuluk ilişkileri çerçevesinde anlamlı ve yapıcı bir diyalogla çözüm bulunmasını savunuyoruz. Ege Denizi ve Doğu Akdeniz’i bir istikrar ve refah bölgesi olarak görmek istiyoruz" ifadelerini kullandı.
Libya’nın Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki kilit ortaklarından biri olduğunu dile getiren Fidan, 2025 boyunca ilkeli ve kapsayıcı yaklaşımın sürdürüldüğünü, "Tek Libya" politikası doğrultusunda istikrarın desteklenmeye devam edileceğini söyledi. Mısır’la 2025 yılı boyunca artan üst düzey temasların memnuniyet verici olduğunu belirten Fidan, Türkiye-Mısır II. Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi toplantısının 2026’da yapılmasının planlandığını aktardı. Bakan Fidan, İran’la yürütülen diyalogun hem ikili ilişkiler hem bölgesel güvenlik için özel önem taşıdığını belirtti. Ticaret, enerji ve ulaştırma dahil birçok alanda işbirliğinin güçlendirildiğini söyleyen Fidan, Tahran’da yapılması öngörülen 9’uncu Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi toplantısına yönelik hazırlıkların sürdüğünü ifade etti.
Haziran ayında yaşanan 12 günlük İran-İsrail savaşının ciddi riskler doğurduğunu hatırlatan Bakan Fidan, Türkiye’nin saldırganlığı kınadığını ve tüm sorunların diplomasiyle çözülmesi gerektiğini vurguladığını söyledi. Azerbaycan’la ilişkilerin "istisnai düzeyde" sürdüğünü belirten Fidan, Ermenistan’la normalleşme sürecinin Bakü ile yakın eşgüdüm içinde ilerlediğini söyledi. Fidan, Güney Kafkasya’da kalıcı barış için "tarihi bir fırsat doğduğunu", Türkiye’nin bu süreçte yapıcı rolünü sürdüreceğini ifade etti.

"Bölgesel meselelerde, ABD ile diyalog ve eşgüdüm mekanizmalarımızı ortak çıkarlar temelinde yürütmekteyiz"
Stratejik ortak ABD ile karşılıklı saygı temelinde ilerleyen temasların 2025 yılında yoğunlaştığını kaydeden Bakan Fidan, "Sayın Cumhurbaşkanımızın 25 Eylül’de Washington’da Başkan Trump ile gerçekleştirdikleri görüşme, önemli bir kilometre taşı olmuştur. Bu üst düzey diyaloğun devamı olarak, Kasım ayında ABD’ye gerçekleştirdiğimiz ziyarette; başta Suriye dosyası olmak üzere, ulusal güvenliğimizi ilgilendiren kritik meseleler kapsamlı şekilde ele alınmıştır. Savunma sanayii alanındaki kısıtlamaların tamamen kaldırılmasına yönelik girişimlerimizi de kesintisiz sürdürmekteyiz. Bölgesel meselelerde, ABD ile diyalog ve eşgüdüm mekanizmalarımızı ortak çıkarlar temelinde yürütmekteyiz" şeklinde konuştu.
Fidan, Türkiye’nin NATO içinde güvenilir ve yüksek kabiliyet sahibi bir müttefik olarak ön plana çıktığını söyledi. Bakan Fidan, savunma sanayii kısıtlamalarının kaldırılması yönündeki yaklaşımın, 2023 Vilnius, 2024 Washington ve 2025 Lahey Zirvelerinde kabul edilen bildirilerle teyit edildiğini hatırlattı. Bakan Fidan, Türkiye’nin ev sahipliğinde 2026’da düzenlenecek NATO Ankara Zirvesi’nin, İttifak’ın hazırlık ve dayanıklılığını güçlendirecek sonuçlar üretmesinin hedeflendiğini belirtti.
AB üyeliği perspektifinin yeniden canlandırılmasının hedeflendiğini belirten Fidan, Gümrük Birliği’nin güncellenmesi ve Vize Serbestisi sürecinin hızlandırılmasının temel öncelikler arasında olduğunu söyledi. Fidan, Çin’le ilişkilerin karşılıklı saygı temelinde ilerlediğini belirterek, Kuşak ve Yol Girişimi’nin Orta Koridor’la uyumlaştırılmasına önem atfettiklerini söyledi. Uygur Türkleri’nin barış içinde yaşamasına yönelik beklentilerin muhataplara iletilmeye devam ettiğini ifade etti.
Bakanlığın 2024 Kesin Hesap verilerini de paylaşan Bakan Fidan, "2024 yılı Kesin Hesabına göre, Bakanlığımıza yıl sonu itibarıyla toplam 29,5 milyar TL ödenek tahsis edilmiştir. Harcamamız 26,6 milyar TL olarak gerçekleşmiştir. 2026 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifiyle Bakanlığımıza 46,8 milyar TL ödenek tahsis edilmesi öngörülmektedir. Buna ilaveten, 9,3 milyar TL’si Ulusal Ajans ve AB programlarına ulusal katkı payı olmak üzere, AB Başkanlığı için 10,2 milyar TL, Türk Akreditasyon Kurumu için 478 milyon TL tutarında bütçe teklifi de onayınıza sunulmuştur" dedi.

Ankara HABERİ

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ehaber.tv.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.