KADINA ŞİDDETTE NEYİ ÖNLEDİK?
Bu gün 25 Kasım...
Kadına yönelik şiddete karşı uluslararası mücadele günü. Bu anlamlı günde dünyanın çoğu köşesinde kadına şiddete karşı dikkat çekmek ve farkındalık oluşturmak için çeşitli etkinlikler yapılacak, yürekleri soğutacak sözler verilecek, günün anlam ve önemini belirten hamasi nutuklarla gün savuşturulacak.
Önemlilerin arzu endam ettiği bu etkinlikler sırasında hangi kadın şiddet görecek ve hayattan koparılacak Allah bilir!
Ülkemizde son yıllarda artan kadına şiddet görüntüleri insanı, insanlığından utandırmakta bu yangına kim su serpecek sorusunu akla getirmektedir.
Yapanın yanına kar kaldığı, şiddeti uygulayanların kahraman edasıyla içeride yattığı, cezaların caydırıcı olmaktan uzak olduğu, onlarca sabıka dosyası olanların etrafta serseri mayın gibi gezdiği, silahlanmanın tavan yaptığı bu dönemde kadına şiddetin artması beklenen bir durumdur.
Eşini, çocuklarının yanında kurşunlarla veya sayısız bıçak darbeleriyle hayattan koparan, mobing uygulayan, ekonomik ambargo koyan, ailesiyle görüşmesini yasaklayan, özgürlüğünü kısıtlayan namusu bel altında arayan, güç kullanmayla her şeyi çözeceğine inanan ilkel kafalar ne yazık ki bu toplumun imalat ürünleridir.
“Aile içindeki ekonomik huzursuzluklar ile alkol, uyuşturucu ve kumar bağımlılığının artması, evliliklerin kısa sürede boşanmayla sonuçlanmasına yol açıyor. Bu durum, çocuk sayısının artırılmasına yönelik tavsiyeleri havada bırakıyor ve ülkenin beka meselesi olarak gündemimize taşınıyor.”
Toplumumuzun temel harcı olan değerlerimizin hafifletilmesi ve içeriklerinin boşaltılması bu konuda ki en önemli faktörlerin başında gelmektedir.
Öldürülen anne, hapse giren baba ve ortada kalan çocuklar toplumsal bir yara olarak karşımıza çıkmakta, gelecek için kaygılı bir süreci gözler önüne sermektedir.
Kadının cinsel obje şeklinde algılanması, dövülüp, aşağılanması, şiddetin adresi olarak tanımlanması kabul edilebilir bir kafa yapısı değildir.
“Yazıklar olsun! Şiddetle her şeyi çözeceğine inanan çağdışı yaklaşımlara! Yazıklar olsun! Cumhuriyet Türkiye’sinde bu tabloları yaşatan cahillere! Yazıklar olsun! Bu şiddeti seyredip göbek kaşıyanlara!”
Annelerin hayattan koparılmadığı, kadının saygınlığının her alanda korunduğu, kadına şiddetin ve ayrımcılığın olmadığı, kadınların, erkek egemenlerin kafa yapılarına göre şekillendirilmediği bir dünya özlemiyle dünyayı anlamlı kılan tüm dünya kadınlarına şiddetsiz günler ve gelecekler temenni ediyorum...

Anasayfa
Yazarlar
Erdal GÜZEL( Araştırmacı Yazar)
Yazı Detayı
Bu yazı 1403 kez okundu.
Kadına Yönelik şiddetle mücadelede neyi başardık?
KADINA ŞİDDETTE NEYİ ÖNLEDİK?
Bu gün 25 Kasım...
Kadına yönelik şiddete karşı uluslararası mücadele günü. Bu anlamlı günde dünyanın çoğu köşesinde kadına şiddete karşı dikkat çekmek ve farkındalık oluşturmak için çeşitli etkinlikler yapılacak, yürekleri soğutacak sözler verilecek, günün anlam ve önemini belirten hamasi nutuklarla gün savuşturulacak.
Önemlilerin arzu endam ettiği bu etkinlikler sırasında hangi kadın şiddet görecek ve hayattan koparılacak Allah bilir!
Ülkemizde son yıllarda artan kadına şiddet görüntüleri insanı, insanlığından utandırmakta bu yangına kim su serpecek sorusunu akla getirmektedir.
Yapanın yanına kar kaldığı, şiddeti uygulayanların kahraman edasıyla içeride yattığı, cezaların caydırıcı olmaktan uzak olduğu, onlarca sabıka dosyası olanların etrafta serseri mayın gibi gezdiği, silahlanmanın tavan yaptığı bu dönemde kadına şiddetin artması beklenen bir durumdur.
Eşini, çocuklarının yanında kurşunlarla veya sayısız bıçak darbeleriyle hayattan koparan, mobing uygulayan, ekonomik ambargo koyan, ailesiyle görüşmesini yasaklayan, özgürlüğünü kısıtlayan namusu bel altında arayan, güç kullanmayla her şeyi çözeceğine inanan ilkel kafalar ne yazık ki bu toplumun imalat ürünleridir.
“Aile içindeki ekonomik huzursuzluklar ile alkol, uyuşturucu ve kumar bağımlılığının artması, evliliklerin kısa sürede boşanmayla sonuçlanmasına yol açıyor. Bu durum, çocuk sayısının artırılmasına yönelik tavsiyeleri havada bırakıyor ve ülkenin beka meselesi olarak gündemimize taşınıyor.”
Toplumumuzun temel harcı olan değerlerimizin hafifletilmesi ve içeriklerinin boşaltılması bu konuda ki en önemli faktörlerin başında gelmektedir.
Öldürülen anne, hapse giren baba ve ortada kalan çocuklar toplumsal bir yara olarak karşımıza çıkmakta, gelecek için kaygılı bir süreci gözler önüne sermektedir.
Kadının cinsel obje şeklinde algılanması, dövülüp, aşağılanması, şiddetin adresi olarak tanımlanması kabul edilebilir bir kafa yapısı değildir.
“Yazıklar olsun! Şiddetle her şeyi çözeceğine inanan çağdışı yaklaşımlara! Yazıklar olsun! Cumhuriyet Türkiye’sinde bu tabloları yaşatan cahillere! Yazıklar olsun! Bu şiddeti seyredip göbek kaşıyanlara!”
Annelerin hayattan koparılmadığı, kadının saygınlığının her alanda korunduğu, kadına şiddetin ve ayrımcılığın olmadığı, kadınların, erkek egemenlerin kafa yapılarına göre şekillendirilmediği bir dünya özlemiyle dünyayı anlamlı kılan tüm dünya kadınlarına şiddetsiz günler ve gelecekler temenni ediyorum...
Ekleme
Tarihi: 26 Kasım 2025 -Çarşamba
Kadına Yönelik şiddetle mücadelede neyi başardık?
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.
