Vahdet Nafız Aksu
Köşe Yazarı
Vahdet Nafız Aksu
 

Yüreğiniz kireç tutmasın!

Tam senin gibi nerden bilsin derdimi el,  Âşık gönül-yeşil, aydınlık, bengü göl  Aşk içinde geçen günler yalnız ömür,  Kalanı ise sıradan günler.       Muhtar Şahanov’un bu dizelerine hak vermemek mümkün değil.  Zaten sıradanlığı sevmeyen, vasata tahammül edemeyen cins ruhlar az değildir yeryüzünde. Buna yürekten inanırım.       Hayatın hayhuylu koşturmacası içinde ruhu tırmalayan gündelik zorluklara katlanmaya alışmıştır insanoğlu. Aslında bunları gönlümüzün narin ve hassas havuzunda birikip coşkun deryalar hâline dönüştürmek pekâlâ mümkündür.       Hayatın doğal bir parçasıymış gibi her gün tekrarlana tekrarlana ezberlenen davranışlar vardır. Farkında olmadan olağan bir şeymiş gibi yaparız hepsini. Mesela her gün evimizde çalıştırdığımız makineleri düşünelim. Her gün çeşme suyu ile çalıştırıyoruz çamaşır makinesini, bulaşık makinesini. Suyun içindeki kireç zerreleri üç beş günde, hatta üç ayda beş ayda herhangi bir sorun teşkil etmez. Fakat gerekli tedbir alınmazsa kireç parçacıkları birikip makineyi çalıştırmaz hâle getirir. Yine makinelerden devam edelim.      Geçenlerde bir buhar makinesi aldım. Kullanma kılavuzunda şöyle bir öneri vardı: “Aracı sürekli çalıştırırsanız, haftada bir kere tarif edilen yeri sökünüz, metal plaka üzerindeki sertleşmiş kireç tabakasını sert bir cisimle vurarak temizleyiniz. Aksi hâlde cihazınız çalışamaz duruma gelebilir…”         Görüyorsunuz ya makinelerin çalışabilmesi için bakıma ihtiyacı var. Biz de öyleyiz. Ruhumuzun, gönlümüzün bakımını yapmalıyız.       Gönül tiyatromuzda ne yazık ki sadece neşeli oyunlar sahnelenmiyor. Yüreğimizin sağ ve sol kulakçıkları, karıncıkları gibi; neşe, mutluluk pompalayan odacıkları da var, hüzün ve gam tevzi eden bölümleri de. Yüreğimizin, gönlümüzün de gam kasavet biriktirip bir gün pes etmesini önleyecek tedbirleri almalıyız.      İnsanoğlu hayatını kolaylaştırmak için icat edip geliştirdiği ev eşyalarının kireç tutması için kafa yorup çareler geliştirmiş de yaratcımız yüce Tanrı bize böyle bir imkân sunmamış mıdır? Yüce yaratıcının eserinde eksiklik olur mu hiç? Noksanlık bulunabilir mi? Tabii ki hayır.      Nedir peki gönlün, yüreğin kirini pasını sihirli bir dokunuşla silip temizleyen şey? Aklınıza gelen doğru. Gönülleri, yürekleri sihirli soluğuyla tazeleyen sevgidir, muhabbettir...      Bu yüzden olsa gerek. İlk duyduğum günden beri bu dizelere yüreğim alkış vurup duruyor:  Aşk içinde geçen günler yalnız ömür,  Kalanı ise sıradan günler…  
Ekleme Tarihi: 29 Temmuz 2021 - Perşembe

Yüreğiniz kireç tutmasın!

Tam senin gibi nerden bilsin derdimi el,
 Âşık gönül-yeşil, aydınlık, bengü göl 
Aşk içinde geçen günler yalnız ömür, 
Kalanı ise sıradan günler. 
 
   Muhtar Şahanov’un bu dizelerine hak vermemek mümkün değil. 
Zaten sıradanlığı sevmeyen, vasata tahammül edemeyen cins ruhlar az değildir yeryüzünde. Buna yürekten inanırım. 
 
   Hayatın hayhuylu koşturmacası içinde ruhu tırmalayan gündelik zorluklara katlanmaya alışmıştır insanoğlu. Aslında bunları gönlümüzün narin ve hassas havuzunda birikip coşkun deryalar hâline dönüştürmek pekâlâ mümkündür. 
 
   Hayatın doğal bir parçasıymış gibi her gün tekrarlana tekrarlana ezberlenen davranışlar vardır. Farkında olmadan olağan bir şeymiş gibi yaparız hepsini. Mesela her gün evimizde çalıştırdığımız makineleri düşünelim. Her gün çeşme suyu ile çalıştırıyoruz çamaşır makinesini, bulaşık makinesini. Suyun içindeki kireç zerreleri üç beş günde, hatta üç ayda beş ayda herhangi bir sorun teşkil etmez. Fakat gerekli tedbir alınmazsa kireç parçacıkları birikip makineyi çalıştırmaz hâle getirir.
Yine makinelerden devam edelim.
 
   Geçenlerde bir buhar makinesi aldım. Kullanma kılavuzunda şöyle bir öneri vardı: “Aracı sürekli çalıştırırsanız, haftada bir kere tarif edilen yeri sökünüz, metal plaka üzerindeki sertleşmiş kireç tabakasını sert bir cisimle vurarak temizleyiniz. Aksi hâlde cihazınız çalışamaz duruma gelebilir…” 
   
   Görüyorsunuz ya makinelerin çalışabilmesi için bakıma ihtiyacı var. Biz de öyleyiz. Ruhumuzun, gönlümüzün bakımını yapmalıyız. 
 
   Gönül tiyatromuzda ne yazık ki sadece neşeli oyunlar sahnelenmiyor. Yüreğimizin sağ ve sol kulakçıkları, karıncıkları gibi; neşe, mutluluk pompalayan odacıkları da var, hüzün ve gam tevzi eden bölümleri de. Yüreğimizin, gönlümüzün de gam kasavet biriktirip bir gün pes etmesini önleyecek tedbirleri almalıyız.
 
   İnsanoğlu hayatını kolaylaştırmak için icat edip geliştirdiği ev eşyalarının kireç tutması için kafa yorup çareler geliştirmiş de yaratcımız yüce Tanrı bize böyle bir imkân sunmamış mıdır? Yüce yaratıcının eserinde eksiklik olur mu hiç? Noksanlık bulunabilir mi? Tabii ki hayır.
 
   Nedir peki gönlün, yüreğin kirini pasını sihirli bir dokunuşla silip temizleyen şey? Aklınıza gelen doğru. Gönülleri, yürekleri sihirli soluğuyla tazeleyen sevgidir, muhabbettir... 
 
  Bu yüzden olsa gerek. İlk duyduğum günden beri bu dizelere yüreğim alkış vurup duruyor: 
Aşk içinde geçen günler yalnız ömür, 
Kalanı ise sıradan günler…
 
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ehaber.tv.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.