“Ey oruç!
Sen ki dua yüklü annem gibi
Sabrımızın öğretmeni ve gül kokulu öğretenisin.”
Rabbimize sonsuz şükürler olsun ki yeni bir arınma vaktine daha girmiş bulunuyoruz.
Kalplerimiz, gönüllerimiz, diller ve ellerimizin, hâl ve davranışlarımızın, eğriliklerinin son bulacağı, on bir ayın sultanı mübarek ramazan ayına kavuşmaktan mutluluk içindeyiz.
Dilerim ki bu ay, bizlerin işlemiş olduğu günah, kusur ve hatalarımızı telafi edeceğimiz bir ay olur inşallah.
Bu mübarek ayın bereketini hep birlikte tatmayı, hayrı, huzuru ve sevincinin ruhumuzu kuşatıp sarmasını, oruçlarımızın ölgün kalplerimizin dirilişine vesile olmasını yüce Allah’tan niyaz ediyorum.
Elbette ki yaşam ve ölüm Allah’ın takdirindedir.
Bizler yaşamı ve ölümü gündemimizden hiçbir zaman çıkarmamalıyız.
Şöyle bir ilahi gerçek var ki “Her canlı muhakkak ölümü tadacaktır.”
Şairin de dediği gibi:
“Ölüm bize ne uzak; ne yakın bize ölüm
Ölümsüzlüğü tattık ne yapsın bize ölüm?”
Bizler ruhumuzu ve bedenimizi dünya hayatının gelip geçici olan hazlarına teslim edersek, gönül hanemizin gözlerini köreltmiş ve evimizi viran eylemiş oluruz.
İşte bu sebeple ramazan ayını, yaşamış olduğumuz ruhsal körlüğümüze bir şifa kaynağı olarak görmeli ve ona göre harekete geçmeliyiz.
Çünkü ramazan kelimesi aynı zamanda temizlenmek ve yanmak anlamlarını da taşır. Oruç tutan kişi kötü düşüncelerden temizlenir, bedeni ve ruhu günahlardan arınır, iman aşkı ile yanar ve böylelikle daha olgun bir hale gelmiş olur.
Ramazan ayı, Rabbimizin bağışlayıcılığına vesile olan bir aydır. İslam dininin 5 temel esaslarından biri olan oruç tutmak, bu ay içinde gerçekleşir. Oruç tutan kişi, Allah tarafından bağışlanır ve günahlarından arınır.
Yaşarken ölümsüzlüğü tatmanın bizlerin gayesi olması gerekir diye düşünüyor ve evvela kendi nefsime dönerek haykırıyorum:
“Ey kalbim, gafletim, sevda kaynağından içmezsin neden?
Kucak kucak isyanım duyulsun baharın ülkesinden.”
“Ortaya saçılmış kara defterim
Aydınlık toplayan ellerim nerde?
Sağımdan gelir mi karar defterim?
Sırılsıklam olsun gönül bu derde.”
Evet, kıymetli dostlarım!
Amel defterlerimizin, hesap gününde sağımızdan gelmesi, bizlerin yapacağı hayır hasenat ve dosdoğru yapılan ibadetlerle mümkün olacaktır inşallah.
Bulunmuş olduğumuz bu kıymetli vakitleri hakkıyla değerlendirebilirsek, bizim için gerçekten bir arınma vaktine dönüşecek ve hayatımıza ruhen ve bedenen temizlenmiş olarak devam edeceğiz.
Ve sevgiliye:
“Sevgili!
Seherin yağmur bakışlarında
Tabiatın esrarengiz nâğmelerini dinlerken
Yüreğimin yollarında
Bir arınma vaktinde konaklıyor
Bahar düşlerimi sana sunuyorum
İbretlik duruşunda dünyanın
Mühürlenmiş zamanlarım; gurbetimin görüntüsü
Dağlarımın yamaçlarından derdiğim
Bahar gülüşlerimi sana sunuyorum
Kabul buyur
Kabul buyur.”
Kalın sağlıcakla efendim.