“Kendine Veremediklerini Dışarıda Aramak”
İnsan çoğu zaman kendine bile itiraf edemediği bir arayışın içinde olur.
Dışarıdan bir ilgi bekler, biri fark etsin ister, biri “Sen değerlisin” desin diye içten içe umut eder.
Ama asıl mesele, o ilgiye, o değere, o sevgiye zaten içten bir açlık duymamızdır.
Çünkü dışarıdan ne bekliyorsak, aslında kendimize onu veremiyoruzdur.
Birinden anlayış bekleriz ama kendimize karşı acımasızızdır.
Biri bize sabırla yaklaşsın isteriz ama kendi iç sesimiz sürekli yargılar.
Biri bizi sevsin isteriz ama kendi varlığımıza bile mesafeliyizdir.
Dış dünya, iç dünyanın yankısıdır aslında.
Ne eksikse içeride, dışarıda onun peşine düşeriz.
Ama ne zaman ki dönüp içeri bakarız, ne zamanki o sevgiyi, değeri, ilgiyi önce kendimize veririz…
O zaman dışarıdaki dünya da değişmeye başlar.
Artık onay aramayız, görülme çabamız azalır.
Çünkü kendimizi görmeye, kendimizi duymaya başlamışızdır.
Kendine veremediklerini dışarıdan beklemek, kendi kalbini kapının önünde bırakmak gibidir.
Oysa kapıyı açtığında, aradığın her şey orada,
İçinde bekliyordur seni.
