Ortadoğu’da yıllardır süren çatışmaların gölgesinde, geçtiğimiz günlerde dikkat çekici bir gelişme yaşandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump arasında gerçekleşen görüşmenin hemen ardından Trump, bölgeye dair kapsamlı bir barış planını bugün kamuoyuna sundu. Bu zamanlama tesadüf müydü? Elbette hayır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın diplomasi masasındaki etkisi, sadece Türkiye’nin değil, bölgenin kaderini şekillendirecek nitelikte. Trump’ın açıklamasında yer alan başlıklar — Hamas’ın süreç dışı bırakılması, rehinelerin serbest bırakılması, Gazze’nin silahsızlandırılması, teknokratlardan oluşan bir Filistin hükümeti kurulması — hepsi Erdoğan’ın yıllardır savunduğu tezlerle örtüşüyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Sessiz Gücü
Erdoğan, görüşmelerde yüksek sesle konuşmaz ama masaya ağırlığını koyar. Trump ile yapılan son görüşmede de bu tavrını korudu. İki devletli çözümün altını çizdi, Filistin halkının temsil edilmesi gerektiğini vurguladı ve Gazze’deki insani trajedinin son bulması için çağrıda bulundu. Bu görüşmeden sadece saatler sonra Trump’ın yaptığı açıklama, Erdoğan’ın diplomatik etkisinin bir yansımasıydı.
Barış Kurulu: Türkiye’nin Rolü Ne Olacak?... Trump’ın liderliğinde kurulacak uluslararası barış kurulu, bölgeye istikrar getirmeyi amaçlıyor. Kurulda İngiltere’nin eski başbakanı Tony Blair gibi isimlerin yer alacağı açıklandı. Türkiye’nin bu kurulda doğrudan yer alıp almayacağı henüz net değil. Ancak Erdoğan’ın bu sürece yön veren liderlerden biri olduğu açık. Kurulun yapısı şekillenirken Türkiye’nin önerileri ve bölgedeki nüfuzu göz ardı edilemez...
Yine diğer bir konu rehineler.. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gazze’deki sivil kayıplara ve rehinelerin durumuna en başından beri dikkat çekiyor. Trump’ın “72 saat içinde rehineler serbest bırakılmalı” vurgusu, Erdoğan’ın insani diplomasi anlayışının bir yansıması. Bu, sadece stratejik değil, vicdani bir duruşun da küresel yankısıdır.
Filistin Devleti ve Avrupa’nın Adımı
Avrupa ülkelerinin Filistin Devleti’ni tanıma yönündeki son adımları da Erdoğan’ın yıllardır dile getirdiği çağrıların karşılık bulduğunu gösteriyor. Türkiye, Filistin’in uluslararası alanda tanınması için en güçlü seslerden biri oldu. Şimdi bu ses, Avrupa başkentlerinde yankılanıyor.
Trump’ın açıklaması, bölge için bir dönüm noktası olabilir. Ancak bu planın hayata geçmesi, sadece askeri değil, diplomatik cesaret gerektiriyor. Erdoğan’ın bu süreçteki rolü, barışın mimarlarından biri olma yolunda ilerliyor. Eğer bu plan başarıya ulaşırsa, tarih Recep Tayyip Erdoğan’ın adını sadece Türkiye’nin değil, Ortadoğu’nun barış mimarları arasında yazacaktır....
