Değerli takipçilerim:
Dış politika deyince çoğumuzun aklına uzun cümleler, karmaşık toplantılar gelir. Ama bazen öyle gelişmeler olur ki, sessizce yürütülen bir ziyaret bile bölgenin nabzını değiştirir. İşte Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın Roma çıkarması da tam böyle bir hamle. Ne çok ses var, ne büyük manşetler… Ama Akdeniz’in derinlerinde taşlar yerinden oynuyor. Biz de bu yazıda, o sessiz diplomasiyle nelerin konuşulduğunu, kimlerin huzursuzlandığını ve Türkiye’nin hangi adımları attığını birlikte anlamaya çalışalım...
Farkındamısınız, Akdeniz’de taşlar yerinden oynuyor ama kimse gürültü çıkarmıyor.. Halbuki Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın İtalya ziyareti, öyle sıradan bir diplomatik temas değil. Masada enerji var, savunma var, Libya var, göç var… Ama en çok da sessizce yürütülen bir strateji var.
Yunan basını diken üstünde. “Türkiye neyin peşinde?” diye soruyorlar. Çünkü bu ziyaret, sadece Roma sokaklarında değil, Atina’da da yankı buluyor. Hani derler ya, “komşunun tenceresinde ne pişiyor?” diye. İşte Yunanistan da şu an Türkiye’nin tenceresinin kapağını aralamaya çalışıyor.
Baykar’ın Avrupa’nın dev savunma şirketleriyle kurduğu ortaklıklar, sadece teknoloji değil, diplomasi de taşıyor. Leonardo’yla yapılan işbirliği, Piaggio’nun satın alınması, Eurofighter görüşmeleri… Bunlar, Türkiye’nin artık sadece doğuda değil, Avrupa’nın kalbinde de söz sahibi olmak istediğini açık, açık gösteriyor..
Enerji meselesi desen, tam bir satranç tahtası. Libya ile yapılan deniz yetki anlaşması, Yunanistan’ın Akdeniz’deki planlarını altüst etti. Mısır’la, İsrail’le, Güney Kıbrıs’la kurdukları enerji hattı hayalleri, Türkiye’nin Trablus’la kurduğu yakınlıkla gölgede kaldı. Şimdi Bingazi üzerinden yeni hamleler geliyor. Halife Hafter’in Türkiye’ye gelme ihtimali konuşuluyor. Bu da demek oluyor ki, hazır olun, Libya’da yeni bir sayfa açılabilir...
İtalya ile ticaret hacmi 32 milyar doları geçmiş. Hedef 40 milyar. Ama bu sadece rakam değil. Bu, Türkiye’nin Avrupa’yla kurduğu yeni bağların göstergesi. Gümrük Birliği’nin güncellenmesi, enerji güvenliği, savunma sanayi… Bunlar artık sadece teknik meseleler değil, Türkiye’nin geleceğini şekillendiren stratejik adımlar.
Roma’da sessizce yürütülen bu diplomasi, aslında Akdeniz’in nabzını tutuyor. Gürültü yok ama hareket çok. Türkiye, sessiz ama derin bir stratejiyle ilerliyor. Ve bu strateji, sadece bugünü değil, yarını da şekillendiriyor.
Bu ziyaretin satır aralarında bir şey daha var: Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan aklı.
Sessiz yürüyen ama derin hesaplarla ilerleyen bir diplomasi dili. Ne zaman nerede durulacağını, ne zaman hangi adımın atılacağını bilen bir strateji. Roma’da yapılan görüşmeler, sadece bugünü değil, yarını da kuran bir aklın izlerini taşıyor.
Ve halk… Türk halkı, devletinin ne yaptığını görüyor, hissediyor. Herkesin konuştuğu değil, kimsenin fark etmediği detaylarda bile bir güven var. Çünkü bu millet, tarih boyunca devlet aklının ne zaman devreye girdiğini hep sezmiştir. Bugün de öyle. Sessiz ama derin bir yürüyüş var... Ve bu yürüyüş, sadece Türkiye’nin değil, bölgenin kaderini şekillendiriyor...
