Sema Örs
Köşe Yazarı
Sema Örs
 

“Mahallelinin İsyanı: Bu Fiyatlar Kimin Suçu?”

Domatesin fiyatı üzerinden yürüyen tartışmalar eminim hepinizi düşündürüyor... Hal'den 20 liraya alınan bir ürünün pazarda 50 liraya satılması kulağa haksızlık gibi geliyor. İlk tepki pazarcıya yöneliyor: “Bu kadar fark olur mu?”  diye..Ama biraz durup düşününce mesele sadece bir tezgâhın fiyat etiketi değil, çok daha derin bir sistem ve ahlakî sorun olduğunu göreceksiniz...Yıllar önce bu konuyu yine kaleme almıştık..Evet Hal yasalarında değişiklik oldu ama yeterince değil ve takibi de yetersiz... Pazarcı halden aldığı ürünü satarken birçok maliyetle boğuşuyor. Nakliye, tezgâh kirası, fire oranı, günlük işçilik… Üstelik satış garantisi yok. Marketler gibi toplu alım yapamıyor, üreticiyle doğrudan bağlantısı yok. Bu yüzden yüksek kâr marjı koyarak riskini dengelemeye çalışıyor. Bu bir savunma refleksi. Ama bu refleks, tüketiciye yansıyan fahiş fiyatla etik bir sorun yaratıyor. Pazarcı suçlu mu? Belki değil. Ama bu sistemin içinde etik sorumluluğu olan bir aktör, bunu da unutmamalı.. Devletin görevi sadece fiyat denetimi yapmak değil. Sistemi adil hale getirmek gerekiyor.. Hal yasası güncellenmeli, komisyonculuk azaltılmalı, üreticiyle pazarcı arasındaki zincir kısaltılmalı. Kooperatifleşme teşvik edilmeli, küçük esnaf desteklenmeli. Zincir marketler fiyat kırarak pazarcıyı yok ederken, tüketici de fiyat oyunlarının mağduru olmaya devam ediyor. Belediyeler bu zincirin yerel denetim ayağını oluşturuyor. Semt pazarlarında fiyat etiketi kontrolü, tezgâh kirası düzenlemeleri, hal denetimleri ve fire oranlarının takibi gibi görevleri var. Tüketici şikâyetlerini değerlendirmek, pazarcıyla vatandaş arasında güveni tesis etmek de onların sorumluluğunda. Ama birçok belediye bu denetimi ya yetersiz yapıyor ya da sadece görünürlük odaklı yürütüyor. Oysa yerel yönetimler, kesinlikle bu zincirin vicdanı olmalı. Ayrıca bu mesele sadece ekonomiyle değil, etikle de ilgili. Pazarcı sistemin mağduru gibi görünse de, etik sorumluluğunu taşımalı. Kul hakkından korkarak terazisini helal tutmalı.. Tüketici de bilinçli olmalı; yerel üreticiye destek vermeli, fiyat manipülasyonuna karşı refleks geliştirmeli. Bu arada muhakkak her tüketici Tarım ve Orman Bakanlığının yayımladığı Taklit ve Tağşiş listelerini bakanlığın sayfasından takip etmeli... Domatesin fiyatı sadece bir rakam değil. Bir sistemin ve toplumun aynası. Pazarcıyı suçlamak kolay, ama çözüm sistemin ve insanlığın yeniden inşasında. Üreticiden tüketiciye uzanan zincirde adalet sağlanmadıkça, etik de ekonomi de eksik kalacak, nokta....  
Ekleme Tarihi: 11 Ağustos 2025 -Pazartesi

“Mahallelinin İsyanı: Bu Fiyatlar Kimin Suçu?”

Domatesin fiyatı üzerinden yürüyen tartışmalar eminim hepinizi düşündürüyor... Hal'den 20 liraya alınan bir ürünün pazarda 50 liraya satılması kulağa haksızlık gibi geliyor. İlk tepki pazarcıya yöneliyor: “Bu kadar fark olur mu?”  diye..Ama biraz durup düşününce mesele sadece bir tezgâhın fiyat etiketi değil, çok daha derin bir sistem ve ahlakî sorun olduğunu göreceksiniz...Yıllar önce bu konuyu yine kaleme almıştık..Evet Hal yasalarında değişiklik oldu ama yeterince değil ve takibi de yetersiz...

Pazarcı halden aldığı ürünü satarken birçok maliyetle boğuşuyor. Nakliye, tezgâh kirası, fire oranı, günlük işçilik… Üstelik satış garantisi yok. Marketler gibi toplu alım yapamıyor, üreticiyle doğrudan bağlantısı yok. Bu yüzden yüksek kâr marjı koyarak riskini dengelemeye çalışıyor. Bu bir savunma refleksi. Ama bu refleks, tüketiciye yansıyan fahiş fiyatla etik bir sorun yaratıyor. Pazarcı suçlu mu? Belki değil. Ama bu sistemin içinde etik sorumluluğu olan bir aktör, bunu da unutmamalı..

Devletin görevi sadece fiyat denetimi yapmak değil. Sistemi adil hale getirmek gerekiyor.. Hal yasası güncellenmeli, komisyonculuk azaltılmalı, üreticiyle pazarcı arasındaki zincir kısaltılmalı. Kooperatifleşme teşvik edilmeli, küçük esnaf desteklenmeli. Zincir marketler fiyat kırarak pazarcıyı yok ederken, tüketici de fiyat oyunlarının mağduru olmaya devam ediyor.

Belediyeler bu zincirin yerel denetim ayağını oluşturuyor. Semt pazarlarında fiyat etiketi kontrolü, tezgâh kirası düzenlemeleri, hal denetimleri ve fire oranlarının takibi gibi görevleri var. Tüketici şikâyetlerini değerlendirmek, pazarcıyla vatandaş arasında güveni tesis etmek de onların sorumluluğunda. Ama birçok belediye bu denetimi ya yetersiz yapıyor ya da sadece görünürlük odaklı yürütüyor. Oysa yerel yönetimler, kesinlikle bu zincirin vicdanı olmalı.

Ayrıca bu mesele sadece ekonomiyle değil, etikle de ilgili. Pazarcı sistemin mağduru gibi görünse de, etik sorumluluğunu taşımalı. Kul hakkından korkarak terazisini helal tutmalı..

Tüketici de bilinçli olmalı; yerel üreticiye destek vermeli, fiyat manipülasyonuna karşı refleks geliştirmeli. Bu arada muhakkak her tüketici Tarım ve Orman Bakanlığının yayımladığı Taklit ve Tağşiş listelerini bakanlığın sayfasından takip etmeli...

Domatesin fiyatı sadece bir rakam değil. Bir sistemin ve toplumun aynası. Pazarcıyı suçlamak kolay, ama çözüm sistemin ve insanlığın yeniden inşasında. Üreticiden tüketiciye uzanan zincirde adalet sağlanmadıkça, etik de ekonomi de eksik kalacak, nokta....

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ehaber.tv.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Diğer Yazıları

17
Haziran
31
Ocak
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.