İçeride Yıpratılan, Dışarıda Zirvede: Erdoğan Gerçeği:
Son yıllarda toplumda en çok gözlemlediğimiz yozlaşmalardan biri, kendi liderine, kendi devlet başkanına karşı duyulan derin saygı eksikliğidir. Türkiye Cumhurbaşkanı'na karşı yapılan haksız, seviyesiz ve zaman zaman düşmanlığa varan eleştiriler, siyasi rekabetin çok ötesine geçen bir zihinsel yabancılaşmayı ortaya koyuyor.
Dünyanın Saygı Duyduğu Liderine Sırt Çevirenler:
Bugün Sayın Recep Tayyip Erdoğan sadece Türkiye'nin değil, dünyanın da gündeminde olan bir liderdir. Küresel krizlerde etkin rol oynayan, diplomatik masalarda ağırlığı hissedilen bir devlet adamı olarak, dünyada takdir gören bir isimdir. Ancak ne yazık ki, bu gerçeği göremeyen, görmek istemeyen bir kesim var ki, ısrarla hakaret diliyle konuşmayı siyasi eleştiri sanıyor.
Fatih Altaylı Örneği: Eleştiriden Düşmanlığa
Gazeteci Fatih Altaylı’nın son dönemdeki ifadeleri bu yabancılaşmanın en çarpıcı örneklerinden biri oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik sözleri, sadece bir eleştiri değil, doğrudan tehdit olarak değerlendirildi ve yargı süreci başlatıldı. Daha önce de halkı “göbeğini kaşıyan adam” gibi küçümseyici ifadelerle tanımlayan bu zihniyet, milletin iradesine duyduğu öfkeyi artık saklama gereği bile duymuyor. Oysa bu millet, iradesine sahip çıkmayı bilir; sandıkta da, sokakta da.
Eleştiri Haktır, Ama Saygısızlık Hak Değildir
Eleştirmek elbette demokratik bir haktır. Ama eleştirinin de bir üslubu, bir ölçüsü, bir ahlakı vardır. Aile kavramı yıkıldı, adalet kalmadı, eğitim çöktü gibi genellemeler; siyasi analiz değil, karamsar ve kopuk bir hayal kırıklığının yansımasıdır. Gerçekleri sadece kendi öfkesinden ibaret gören zihniyet, halkın tamamına kulaklarını kapatmış demektir.
Son Sözümüz Net:
Bu milletin liderine dil uzatanlar, aslında bu milletin kendisine dil uzatmaktadır. Sandıkta defalarca tescillenmiş bir iradeye saygı duymayanlar, demokrasiye değil, kendi kibirlerine hizmet eder. Vatanını seven, liderine sahip çıkar. Ve unutulmasın: Bu millet, kendi iradesine uzanan her dile cevabını verir—gerekirse sandıkta, gerekirse tarihin vicdanında.
