Sema Örs
Köşe Yazarı
Sema Örs
 

Sayın Millî Eğitim Bakanlığı: “Çocuklarımız Deneme Alanı Değil''

İlkokul çağındaki çocuklar henüz ne kendilerini tam ifade edebilir ne karşısındakini tam anlayabilir. Engelli bir çocuk sınıfta kontrolsüzce saldırganlaşabilir; ama aynı şekilde sağlam bir çocuk da, anlamadığı bir davranışa karşılık vererek zarar verebilir. Bu yaşta çocuklar engeli algılayamaz, ayırt edemez. Öğretmenler bile bu durumdan şikâyetçi; çünkü dersinden feragat edip zamanını çoğu kez engelli öğrenciye ayırmak zorunda kalıyor. Bu uygulama sadece engelli çocuk için değil, sınıftaki tüm çocuklar ve öğretmen için de risk taşıyor. Eğitimde eşitlik, herkesin aynı sıraya oturması değil; herkesin ihtiyacına göre korunmasıdır... Bu Uygulama Yeniden Gözden Geçirilmeli....İlkokul Sıralarında Sessiz Tehlike Var İlkokul sıralarında, henüz kalem tutmayı yeni öğrenen çocukların arasına, özel eğitime ihtiyacı olan çocukları yerleştirmek... Bu uygulama, kağıt üzerinde “eşitlik” gibi görünse de, sahada ne eşitlik var ne güvenlik. Bu karar, Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği (MEB, 2021) de şimdiki Milli Eğitim Bakanımız Yusuf Tekin’den önce alınmış olabilir ama bugün hâlâ yürürlükte... Ve bu uygulama, çocuklarımızın hem ruhsal hem fiziksel güvenliğini tehdit ediyor. Engelli çocuklar, özellikle duyma ve konuşma engelli olanlar, kendilerini ifade edemediklerinde içe kapanabiliyor, aşağılık duygusuyla saldırganlaşabiliyor. Bu bir suçlama değil, bir gözlem. Bu çocuklar önce özel okullarda, psikolojik destekle, uzmanlar eşliğinde eğitilmeli. Sonra, hazır olduklarında toplumla bütünleştirilmeliler. Ama biz ne yapıyoruz? Hazır olmayanı, hazırlıksız olanın yanına koyuyoruz. İlkokul öğretmeni bu çocuğu eğitemez. Eğitmekle yükümlü de değildir. Çünkü bu iş, çocuk gelişimcilerin, özel eğitim uzmanlarının işidir. Madem bu kadar olağan görülüyor, o zaman rehabilitasyon merkezlerine herkes öğretmen olarak başvursun. Olur mu? Olmaz. Çünkü bu iş uzmanlık ister, sabır ister, donanım ister. Peki ya sınıfta yaşanabilecek bir şiddet olayında ne olacak? Diyelim ki engelli bir çocuk, arkadaşının gözüne kalem batırdı. Kör etti. Ne olacak? Ceza mı? Hayır. “Geçmiş olsun” denilecek. Ne çocuk ne ailesi sorumlu tutulmayacak. Bu mudur adalet? Bu mudur koruma? Bu uygulama, en iyi ihtimalle lisede başlatılabilir. Çünkü o yaşta çocuklar kendilerini savunabilecek güce ulaşmış olurlar. Ama ilkokulda, savunmasız çocukların arasına, kontrolsüz bir risk yerleştirmek vicdanla bağdaşmaz. Sayın Bakanlık, bu uygulamayı yeniden gözden geçirin. Eşitlik, herkesin aynı sıraya oturması değildir. Eşitlik, herkesin ihtiyacına göre desteklenmesidir. Merhametli olmak, sadece engelli çocuğu düşünmek değil; onunla aynı sınıfta olan diğer çocukları da korumaktır. Bu çağrı, bir anne-babanın, bir öğretmenin, bir yurttaşın vicdanından geliyor. Lütfen duyun saygıdeğer Bakanım..Bu konuda en doğru kararı vereceğinizden canı gönülden eminiz...  
Ekleme Tarihi: 29 Ekim 2025 -Çarşamba

Sayın Millî Eğitim Bakanlığı: “Çocuklarımız Deneme Alanı Değil''

İlkokul çağındaki çocuklar henüz ne kendilerini tam ifade edebilir ne karşısındakini tam anlayabilir. Engelli bir çocuk sınıfta kontrolsüzce saldırganlaşabilir; ama aynı şekilde sağlam bir çocuk da, anlamadığı bir davranışa karşılık vererek zarar verebilir. Bu yaşta çocuklar engeli algılayamaz, ayırt edemez. Öğretmenler bile bu durumdan şikâyetçi; çünkü dersinden feragat edip zamanını çoğu kez engelli öğrenciye ayırmak zorunda kalıyor. Bu uygulama sadece engelli çocuk için değil, sınıftaki tüm çocuklar ve öğretmen için de risk taşıyor. Eğitimde eşitlik, herkesin aynı sıraya oturması değil; herkesin ihtiyacına göre korunmasıdır...

Bu Uygulama Yeniden Gözden Geçirilmeli....İlkokul Sıralarında Sessiz Tehlike Var

İlkokul sıralarında, henüz kalem tutmayı yeni öğrenen çocukların arasına, özel eğitime ihtiyacı olan çocukları yerleştirmek... Bu uygulama, kağıt üzerinde “eşitlik” gibi görünse de, sahada ne eşitlik var ne güvenlik. Bu karar, Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği (MEB, 2021) de şimdiki Milli Eğitim Bakanımız Yusuf Tekin’den önce alınmış olabilir ama bugün hâlâ yürürlükte... Ve bu uygulama, çocuklarımızın hem ruhsal hem fiziksel güvenliğini tehdit ediyor.

Engelli çocuklar, özellikle duyma ve konuşma engelli olanlar, kendilerini ifade edemediklerinde içe kapanabiliyor, aşağılık duygusuyla saldırganlaşabiliyor. Bu bir suçlama değil, bir gözlem. Bu çocuklar önce özel okullarda, psikolojik destekle, uzmanlar eşliğinde eğitilmeli. Sonra, hazır olduklarında toplumla bütünleştirilmeliler. Ama biz ne yapıyoruz? Hazır olmayanı, hazırlıksız olanın yanına koyuyoruz.

İlkokul öğretmeni bu çocuğu eğitemez. Eğitmekle yükümlü de değildir. Çünkü bu iş, çocuk gelişimcilerin, özel eğitim uzmanlarının işidir. Madem bu kadar olağan görülüyor, o zaman rehabilitasyon merkezlerine herkes öğretmen olarak başvursun. Olur mu? Olmaz. Çünkü bu iş uzmanlık ister, sabır ister, donanım ister.

Peki ya sınıfta yaşanabilecek bir şiddet olayında ne olacak? Diyelim ki engelli bir çocuk, arkadaşının gözüne kalem batırdı. Kör etti. Ne olacak? Ceza mı? Hayır. “Geçmiş olsun” denilecek. Ne çocuk ne ailesi sorumlu tutulmayacak. Bu mudur adalet? Bu mudur koruma?

Bu uygulama, en iyi ihtimalle lisede başlatılabilir. Çünkü o yaşta çocuklar kendilerini savunabilecek güce ulaşmış olurlar. Ama ilkokulda, savunmasız çocukların arasına, kontrolsüz bir risk yerleştirmek vicdanla bağdaşmaz.

Sayın Bakanlık, bu uygulamayı yeniden gözden geçirin. Eşitlik, herkesin aynı sıraya oturması değildir. Eşitlik, herkesin ihtiyacına göre desteklenmesidir. Merhametli olmak, sadece engelli çocuğu düşünmek değil; onunla aynı sınıfta olan diğer çocukları da korumaktır.

Bu çağrı, bir anne-babanın, bir öğretmenin, bir yurttaşın vicdanından geliyor. Lütfen duyun saygıdeğer Bakanım..Bu konuda en doğru kararı vereceğinizden canı gönülden eminiz...


 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ehaber.tv.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Diğer Yazıları

17
Haziran
31
Ocak
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.